29 Nisan 2012 Pazar

Yapmiyoruz


Artık konuştukça kalıplaşmış laflar bunlar değil mi? Ya söylüyor ya da duyuyoruz hep birlikte... "Adamlar yapmış abi", "Adamlar yapıyor, helal olsun..." ve bunun gibi kalıplaşan daha nicesi var yabancılar için...


Forever Living Production'da çalışıp konferans için Antalya'ya gelen bir müdürün anlattıklarını aktarmak istiyorum. Antalya'dan gitmeden önce limandaki milyon dolarlık bir tarihi eser olan evi satın alarak gittiğini belirtirsem geliri hakkında bilginiz de olmuş olur.

"Daha başlardaydım ve olmuyordu. Olmadığı apaçık ortadaydı çünkü kıdem atlayamıyordum. Ama müdürüm sayamayacağı paralar kazanıyordu. Gidip ne yapmam gerektiğini sordum. Aldığım cevap; söylersem yapamazsın. Çok ısrar ettim haftalarca çalıştım olmadı ve tekrar tekrar sordum; nedir bunun sırrı? Yine aynısını söyledi, sen yapamazsın. Bir kaç ay sonra kendisini ikna ettim ve ne kadar hırslı olduğumu da belli ettim. Bir gün arayıp çağırdı. Bilmek istiyor musun diye sordu bana. Evet dedim hemen, söyleyin. Hayatımdaki en berrak cevabı aldım o gün. "Yap!" Şaşkın şaşkın baktım bir süre. Anladı ve yineledi, "yap", olur mu olmaz mı diye düşünme, detayına girme. Aklına gelen ve yapman gerektiğini bildiğin herşeyi sadece "yap!" Ve yıllar sonra müdür olarak karşınızdayım."

Ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur. Ancak biraz daha körükleyelim şu ateşi. "Yap"mıyoruz. Ders çalışmamız gerekirken çalışmıyoruz. Bir program yapıyor ama uymuyoruz. Pc başına geçtiğimizde dil öğrenmeyi, bir kaç programdan çakacak kadar çalışmayı dileyip onun yerine oyuna giriyoruz. Spor yapabilecekken burger yiyoruz. Araştırma kitapları okuyacakken araba, bilgisayar dergilerine bakıyoruz. Peki sonu ne olacak?

Kendimiz için çalışmamız gerekmiyor mu? Vatanamız için? Ailemiz için? Çevremiz için? Doğacak çocuklarımız ve sonraki neslimiz için?

Doğruları konuşalım. Tembeliz. Egocuyuz. Ve bu ikisi yanyana gelince de bilgisayar başında oyun oynayarak adam kesiyoruz. Onu da beceremiyoruz ya... Beş Türk'ün bir kişiye saldırdığını ve öldürünce gülüp ezik dediğini bilirim. Ya da 2 kişi saldırıp da kesemeyince bildikleri 2-3 ingilizce kelimeyle küfrettiklerini. Tamam haklısınız bu işin oyun tarafı. Daha genciz, çocuğuz... Peki hani ağaç yaşken eğilirdi? Bu çocuğun ilerde vatana millete ne gibi bir faydası olacak?

"Yap"mıyoruz arkadaşlar. Çalışmıyoruz. Kendimizi disipline edemiyoruz. Uzay bilimcilerimiz bu yüzden yok. Dünya bilimcilerimiz. Uzay istasyonlarımız. Astronotlarımız. Cern yok bizde. Nasa da yok. S.W.A.T yok. FBI yok. CIA yok. NSA yok. Peki bu -bana göre sözde- milliyetçi insanım neden Osmanlı'dan kalan mirasını değerlendirmek yerine hazıra konup tamamını yiyor?

Önce etrafına bakınca neşe dolacak insan. Moral bulacak. İnsan insandan, insan doğadan güç alacak. Ben dün sabahın 5'inde evden çıkıp kafa dinlemek için dolaştım. İnanın bana hava karanlıkken İstanbul daha güzel. Ne sokaktaki çöpler, izmaritler, sigara paketleri gözüküyor, ne dünya güzeli akan deremin üzerini tutmuş yosun tabakası, ne de sahilimin rengarenk çöplük haline gelmiş kıyısı... Güneş ağırdıkça hava aydınlandıkça üzüldüm. Memleketime de insanıma da vatanıma milletime de üzüldüm. Bunu mu hakediyoruz?

Hadi başa gelenler adam değil diyelim. Bizler genciz. Tabir-i caizse tuttuğunu koparan, dünyanın en güçlü, en verimli hayatını veren yaştayız. Bizimde mi aklımıza gelmiyor? Apartmanların arasındaki boş bir arazideki çöpleri atmak. Sahilde gezerken bir şeyleri toplamak. Derede yüzerken "benim toprağım temiz olacak arkadaş" demek. Sürü psikolojisiyle "burada nasılsa çöp var ben attım çok mu?" diyen insandışı varlıklara kararlılıkla ve sabırlılıkla karşı koymak. Tek bir izmaritin olmadığı yerde yere izmarit atana gidip soramıyor musunuz hesabını? Yanınızdan geçen görevliye ya da polise şikayette bulunamıyor musunuz?

Hepinizin öyle temiz kalbi olduğuna inanıyorum ki... Çoğunuz benden bile fazlasını düşünmüşsünüzdür bence. Ama değişen birşey olmuyor. Çünkü;
"Yap"mıyoruz.

Bir not: Bloğa RSS sistemini koyabildik sonunda, dilerseniz sayfanın sağından abone olabilirsiniz. Nitekim sık sık güncelleniyor bloğumuz, eğer bloğu takibe almak istiyorsanız abone olmanızda fayda var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

uyan-uyandır